18 Eylül 2007 Salı

Afacanlar Ziyarette!!!


Benim bu afacanlar bastı beni yine bastıııı...Yine içimden hiç bişey yapmak gelmiyo.Bir sürü işim var elimi bile sürmek istemiyorum ama öte yandan da yapmak zorundayım. Bazen düşünüyorum bu istediğim hayat mı diye ( iş bağlamında). Aslında çok zor bir işim yok ama bazen o kadar sıkılıp daralıyorum ki anlatamam.SAnırım bunda Ramazan dolayısıyla içemediğim sabah çaylarımın ve de 10.30 civarı kahve molalarımın olmayışı da etkili olabilir. Hiç değilse arada kalkıp onlarla falan uğraşıyordum kafam dağılıyordu iyi oluyordu. Atölyeye insem desem o da bi süre sonra aynı rutine giriyor. SAnırım beni asıl sıkan sürekli olarak tekrarlanan şeyleri yapmak.Her sabah aynı saatte kalkmak,işe gelmek,çalış çalış çalış,saat 6 da çık.Trene bin,eve git,yemek hazırla,ye,sofrayı topla,TV izle,uykun gelsin uyu...Sonra ertesi sabah yine aynı şeyler tekrarlansın dursun...Reva mı bu bana yaaa.Sıkılıyorum...Allah'tan Kobacanım var benim hayatımda.Bir de o olmasa gerçekten delirirdim herhalde. Çünkü o beni her koşulda eğlendirmeyi başarıyor. En çok da uyumadan önce onunla sohbet etmeyi seviyorum :) O günün meditasyonu gibi oluyor. Streslerimden uzaklaşıp uyuyorum.

Ama yine de bazen hayatımızda değişik şeyler olsun istiyorum. Eskiden olduğu gibi aklımıza estiği anda çat kapı bi yerlere gitmeyi,gittiğimiz yerlerde dolaşmayı,zorunluluklarımız olmadan kafamıza göre takılmayı,bir yere gittiğimizde hadi geç oldu yarın iş var diye kalkmak zorunda kalmamayı... Belki denizin üstünde bir yatta yaşayıp sadece hayatın keyfini çıkarmayı diliyorum... :) :) :)

Kendimizi bu günlük hayatın akışına o kadar çok kaptırmışız ki,herşeyi unutuyoruz.Geriye dönüp anılarımıza bakıp tebessüm etmek kalıyor bize..Halbuki o kadar da uzakta değil bu anılar. Ama o kadar koyvermişiz ki herşeyi... Bazen büyümek bu mu diyorum.Ya da yaşlanmak... Belki bunu söylemek için çok erken ama hayatımızdan geçen her gün biraz daha yaşlanıyoruz biz.. Yapmak istediğim onlarca şey var;hayatımız için, yuvamız için, kariyerim için,kendim için,onun için... Ama nedense sanki bütün enerjim çekilip alınmış da benden bunların hiçbirini yapamayacakmışım gibi hissediyorum...

Öğrenmek istediğim bilgiler,okumak istediğim kitaplar,gidilecek güzel yerler,çıkılacak seyahatler, izlenecek filmler,dinlenecek şarkılar,yaşanacak romantik zamanlar,doğacak bebekler, dostlarla yaad edilecek günler,paylaşılacak mutluluklar....O kadar çok şey var ki hayatımızda yaşanacak...Ama hep ertelemekle geçiyor nedense... Şimdi zamanımız yok,paramız yok,yapacak edecek gidecek halimiz yokk.... Halbuki aslında hayatı hiç ertelememek lazım...Belki de kendimizi buna mecbur bırakmamak.Ama hep bişeyler için sabretmek zorundayız. Bişeylerin olmasını sağlamak için başka bişeylerin olmasını beklemek mecburiyetindeyiz....

Kendime kızıyorum bu aralar....Kuralcı oluşumdan,bunun kesinlikle böyle olması gerekir şeklinde gelişen tavırlarımdan, zaman zaman istediğim bişeyi yapmamak için kendimi kasıp mutsuz etmekten, bu kadar pozitif görünüp insanlara enerji verip kendim için aynı şeyi yapamayışımdan,gereksiz yere sinirlenmekten ve sonra kırdığım kalpleri tamir etmekte beceriksiz oluşumdan,kendim için yapmam gerekenleri ertelemekten sıkıldım artık...

Bugün silkelenme günü benim için. Bu üstümdeki olumsuzlukları atıp yapmam gerekenlere bir adım atacağım.Çünkü ben böyle yerimde sayıp durdukça hiçbişeyin değişeceği yok. Hadi bakalım Tubi kendine gel. Sen olumlu bir kızsın,kendine güveni olan, hayattaki idealleri konusunda hırslara sahip birisin... Senin isteyip de yapamayacağın hiçbişey yok... Herşey sende,senin kafanda bitiyor... Üstelik başarmak istediklerin konusunda seni her daim destekleyen böylesine güçlü bir insan varken yanında sen hala daha neyi bekliyorsun;neyi erteliyorsun ki... Hadi bakalım gün senin günündür kendine gel artık....


Not: Bu da böyle bir iç döküş oldu canlar,idare ediverin beni olmaz mı? Çünkü bazen çok daralıyorum gerçekten ve yazmazsam birileriyle paylaşmazsam daha kötü olacağını biliyorum... Böyle kendi kendime dökülürken de bir iç aydınlanma yaşayıp kendime geliveriyorum çoğu zaman,hadi Tubik diyorum iyi olmaya başladın yine...ama siz beni anlarsınız değil mi? Biliyorum anlarsınız.... Print this post

5 yorum:

kakaolusevgi dedi ki...

CANIM İNSAN DÖNEM DİNEM BÖYLE OLUYOR GERÇEKTEN,ÇOK BUNLADIĞI ZAMANLAR OLUYOR.BEN DE ÇOK KURALCIYIM,ŞU OLMAZSA,BUNU YAPAMAYIZ GİBİ.AMA BİRİLERİ ÖZELLİKLE DE KEMO,BENİ ZORLA İYİ Kİ DÜRTÜKLKÜYOR.ZORLA YAPIYORUM VE SONRA ANLIYORUM Kİ,HAYATTA İŞ,GÜÇ,YEMEK ZATEN HİÇ BİTMEYECEK.KAFAYA TAKMAK DA ANLAMSIZ.EE,O ZAMAN TAKMA VE GEZ.
TAKMALAYALIM VE HEP MUTLU OLALIM TATLIM.SEVGİLERİMLE.

TuBiKKo dedi ki...

evet kakaolusevgim aslında haklısın ama bazen demek ki o kadar daralıyoruz ki;hayatla bütün bağımız kopuyo gibi oluyo.Ama Allah'tan çabuk toparlıyorum; benim Kemo sayesinde.Silkeliyo beni sağolsun :) Bu Kemolar iyi ki var be, :)

kakaolusevgi dedi ki...

EVET,İYİ VARLAR YAA,KEMO'LAR YAŞASINNNNNN :))))

Mutluveumutlu dedi ki...

Tubikkocum, iş hayatı bazen çok yıpratıcı olabiliyor.Hayatı monotonlaştırdığı da doğru.Ama insan takmaya başladıkça, herşeye sarıyor :) Bende dönem dönem öyle hissederim ama en büyük derdimiz bu olsun:) Allah sağlık sıhhat versin.
Kocanla mutlu olduktan sonra, gerisi boşşşşş :))

TuBiKKo dedi ki...

Ah Mutlucum ya hem de ne monotonluk. Hani bazen düşünmüyor değilim işi gücü bırakıp ev hanımı mı olsam diye ama yok yani o zaman iyice dertli bişey olurum ben. Düşünsene beni elinde bez sürekli toz alan bir tip.Yemek tarifleri pastlar denerim,sonra onarı yiye yiye kocam ve ben oluruz bir baskül ailesi.Bir de altın gününe falan yazılırsam hah işte o zaman tam olur :) ayy yok ya kalsın;kurban olurum ben işin gücün stresine...