21 Şubat 2008 Perşembe

Düş Diyarı Ekspresi Kalkarken...

Kucağımda bilgisayar yatağımın içinde oturmuş düşünüyorum yarım saattir...
Yanımdaki koca bebek çok yorgun sabahın ilk ışıkları ile kalkmaktan,uyuyor mışıl mışıl...Az önce uykusunun arasında bana birşeyler söylediğini sandım ama sanırım sayıkladı...

İçim öylesine dolu ki...Sayfalarca yazabilirim gerekirse...Aslında uyumam gerekiyor ama gram uyku yok gözlerimde...
Bir hüzün var üzerimde...Ama acıtmayan cinsinden...Tatlı tatlı saçlarımı okşayan,beni ılık ılık sarmalayan bir hüzün bu...Uzun zamandır uzak kaldığım bir yanım çıktı geldi sanki sislerin ardından...Defterinden ve kaleminden asla vazgeçmeyen o yanım...
Yüreğime işleyen o ezgiyi milyolarca kez ard arda dinleyerek hayal kurabilir,gözlerimi kapatıp uzak düş diyarlarına seyahat edebilirim şu anda....

Gözü kara denizcilerin gemilerine kaçak binip okyanuslara açılabilirim....

Karanlık mağaralarda yerleri göremeden çıplak ayaklarımla yolu bulmaya çalışırken birden bastığım şeyin hafifçe akmakta olan bir suyun içindeki çakıl taşları olduğunu görüp sevinebilirim...

''Bak gördün mü,nehir çok yakın,hem oradan ışık da süzülüyor bulduk işte çıkış yolunu nihayet....''

Sahi...Böyle bir rüya görmüştüm ben bir keresinde,hala da silemem içimden,aklımdan.... Karanlık bir mağaranın içinde çıplak ayaklarla yürümeye çalışırken önce parmak ucumun sonra da bileğime kadar ayaklarımın değdiği o içinde çakıl taşları ışıldayan berrak su... O zaman mağarada yanımda olup elimden beni dışarı çıkarmaya çalışan kişinin kim olduğunu görememiştim... Artık biliyorum onun kim olduğunu...

Gözlerim kapanmaya başladı hafiften...Şimdi kelimeleri,satırları bir kenara koyup; düşler diyarının geçiş kapısı olan yorganıma sarılıp o en sevdiğim yere yolculuk vaktim geldi çattı... Kapanmakta olan göz kapaklarımın hızına yetişemezsem eğer;kesilmiş olan biletim yanabilir ve ben yarın geceye dek yeni bir bilet de isteyemem gitmek için...

Şimdi biraz acele etmek zorundayım;hayal meyal gördüğüm minik sincaplar sabırsızlanmaya başladı;beni bırakıp gitmelerini istemem çünkü bu gece anlaşılan onlar rehberlik edecek bana...

Herkese Düşler Diyarında Güzel bir gezi dilerim bu gece...Mutlu kalın... Print this post

8 yorum:

YeMeK vAkTi dedi ki...

anam uyusana kıs gecenin o saatinde yatağın içinde laptopmu girer peh:)

Muhabbet Çiçeği dedi ki...

Canım, sen hüzünlenme sakın. Dök içindekileri rahatla. İnsan içinde bazı şeyleri ne kadar çok tutarsa o kadar çok hüzünleniyor. Öptüm canım arkadaşım.Sende hep mutlu kal.

TuBiKKo dedi ki...

aylin uykum kaçıyo,kafam çok fazla üretiyor bu aralar uyuyamıyorum... Hatta kafamı yastığa koyduğumda da bir hikaye yazıyordum içimde...Daha doğrusu bir hikayeye başladım sanki..Ama yazacağım tamamını yakında...

Muhabbet çiçeği,arkadaşım...Yok yok bu öyle bildiğin hüzünlerden değil..Tam tersi mutluyum ve huzurluyum...Daha doğrusu coşku dolu içim...Sürekli olarak bişelyer üretmek istiyorum ve bu beni heyecanlandırıyor..

Unknown dedi ki...

valla bazı şeyleri okadar güzel kaleme döküyorsun ki beni alıp çok uzaklara götürüyor her hikayende her yazında kendimden bişeyler buluyorum harika yazıyonnn :))
bu arada kalkda uyu :P

Unknown dedi ki...

Uykusuzluk bende de var uzun zamandır şöyle derin derin uyuyamıyorum beynimde habire üretiyor,sen yaz biz okuruz güzellik...

Adsız dedi ki...

Çok derin olmayan hüzne bayılırım.Hele anlatan bu kadar yalın bu kadar sade anlatırsa..Gerçi bir daldım mı kendimi fazla derinlerde bulurum.Bu satırlarla derinlere inmek iyi gelecek bu gece..

TuBiKKo dedi ki...

Arzum canım aslında bence hepimiz birbirimizin hikayelerinde kendimizce bişeyler buluyoruz emin ol...

Elçin;sen yeter ki oku..Ben yazmaktan kolay kolay vazgeçeceğimi sanmıyorum...

Hüzünbaz;eğer derinlere inmek sana iyi gelecekse bu gece,sevindim,eğer bi faydam dokunduysa..

Geveze Kalem dedi ki...

Ne güzel bir anlatım bu böyle.:) Bana uyku kavgalarımı çağrıştırdı.;-)
Sevgiler...