Bugünlerde beni benimle bırakın...
Sabahın ilk vapuru ile denize açılayım...
Boğazda buz gibi rüzgara karşı sıcacık çayımı yudumlayayım,
İçimi yakan cigaramın eşliğinde...
Vapurdan ineyim,bir başıma anlamsız dolaşayım sokaklarda...
Kitapçılara girip çıkayım..
Bir sürü kitap alayım....
Beyoğlu'nun tam orta yerinde kulağıma çalan o alıp götüren ezgiler eşliğinde
Hayallere dalayım...
Bir tek kendimi duyayım sonra;kendimle yalnız kalabilmenin mutluluğunu yaşayayım..
Yürümekten bitkin düşene kadar, ayaklarım artık yeter daha fazla gidemiyorum diyene kadar ama içimdeki cıvıl cıvıl mutluluklarla arşınlayayım yolları...
Bir telefonum olmasın,çalmasın,arayan olmasın,kimse merak etmesin beni...
Gün batarken kendimi yine boğazdaki o tepede bulayım...
Rüzgar saçlarımı uçururken kendimi bütün dünyanın sahibi gibi hissettiğim,kuş olup kanatlanmak istediğim o noktada günü batırayım...
Hezarfen gibiyim ben burada;İstanbul kanatlarımın altında sanki...
Yüreği pır pır atan minicik neşeyle öten özgür bir kuşum ben artık...
Yüksekten bile korkmuyorum ki ben burda...
Gecenin hüznünü, sakinliğini soğuğunu bile iliklerimde hissedeyim sonra...
Güneş kaybolunca,saklayıp görünmez kanatlarımı...
Bir başıma otobüse bineyim;evimin yolunu tutayım, asla tamamen yalnız ya da onsuz kalmayı istemeyerek ama zaman zaman böyle bir başıma kendimle özgür yolculuklar yapmak isteyecek kadar da keyif almış olayım bugünden;güneşin doğumundan batımına dek...
ERtesi gün yeni güzel bir güne uyanayım;içimde bütün herşeyi kafamdan silip hayatla ilgili hiç olumsuz bir düşünce barındırmadan; ruhumu ve bedenimi bir günlüğüne bile olsa özgür bırakmanın verdiği huzurla kalkayım yatağımdan...
Ve bir gün önce yaşadığım tüm o duygular,mutluluklar,yorgunluklar lütfen ama lütfen rüya olmasın...
Print this post
11 Şubat 2008 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
19 yorum:
inan bana (hani derler ya müslümansan inan)içimdekileri yapmak istediğimi yazmışsın ,AYNEN katılıyorum aynennnn...
İstanbulda olmanın en güzel tarafı bu olsa gerek.Vapura binip alıp başını gitmek.
Bu hayali ankaraya uyarlamak istedim birden.Göksuya yada Gölbaşına gitmek kayıkla göle açılmak;)
Şaka bir yana çok keyifli bir yazı, ne duruyorsun demek geldi içimden hadi bin şu vapura;)
sevgilerimle...
-> elçincim,çok uzak değilsin buraya yapabilirsin :)
->Tabiat Ana o Ankara'ya uyarlanmış hali de ne hoş...Aslen baba tarafından Ankara'lıyım ama o kadar da iyi bilmiyorum ben Ankara'yı..İlk gelişte denemek lazım belki de bunu :)
İstanbul'u kanatlarının altına almak... süpersin ne diyeyim. Lakin şimdi şu dört duvarın arasında, önümde bir sürü evrak, karşımda monitör varken, bunu okumak kodu bana be.:))
-> İncegülüm; şu anda bu monitörün başında olduğuma önümdeki saçma sapan işlerle uğraşmak zorunda olduğuma göre galiba ben de kanatlanamadım...Ama en kısa zamanda;mutlaka kendimi özgür bırakmam gerektiğini de yazımı yazdıktan sonra farketmedim değil hani :) öpüyorum gocimen,kolay gelsin işlerinde...
dört duvar arasında monitör başında! olsun bu güzel yazılar biraz özgürlük katıyor ruhumuza, bu ortamda da olsa:-) kalemine sağlık tubikko, sevgiler..
ebrucum haklısın aslında 4 duvarın arasında ara sıra gözümüzü kapatıp ruhumuzu göndermek lazım istediği yere..belki daha kolay olur herşey...
Sevgiler...
Sevgili Tubikko,
Özgürlüğü sığdırdığın şu güzel hayallerle beni de aldın uçurdun dört bir yanımı saran duvarların arasından.. Yüreğine sağlık..
sevgiler
Nasıl güzel yazmışsın şekerim:;)
Bu hsonu görüşsek mi acaba Bridgette geliyo:;)))
Ellerine sağlıkk Tubikkooo, ne güzel yazmışsı :)
-> Dilekçim,
Seni de uçurup götürebildiysem ne mutlu bana,teşekkür ederim güzel sözlerin için...
-> Zarifem olurdu aslında neden olmasın ki,ama hava çok soğuk olcakmış bu haftasonu donmayalım :)
->Semoşum sağol canım.. :)
Canım benim, ne güzel bir yazı bu. Kanatlanıp uçmak istedim birden. Keşke uçabilsem herşeyden biran olsun uzaklaşabilsem. Canım arkadaşım benim çok öptüm seni.
Kendimi en kolay böyle özgür hissederim ben de ve İstanbul'u sevdiğimi...
Sevgiler...
sevgülüler gününe sonnn 1 saattt 7 dakke
tubikom nasıl güzel anlatmsın
canım ya
gecen hafta bu dediklerini kısmen de olsa yapabildim
beyğolunda yürürken
calan ezgilerini ritmine kendimi vererek br sahnede dans edermişcesine yürüdüm
vapurda cigaramın dumanını savurdum deli rüzgara
saclarımda ahnekle dans etti
çalan telefonumu baktım ve takar yerine koydum cantama arayan sonra arasın bu atmmosferi kimse bozmasın diye ve atayım kendimi den,zn karanlıklarına deyip pisisik bir ruh halinede girdim o ayrı
yinede güzeldi ama galata kulasine cıkıp istanbulu alıp kanatlarımın altına
doyasıya gezmek isterim
->çiçeğim teşekkür ederim canım :)
->Geveze kalem,sanki istanbul demek özgürlük demek benim için aslında;başka bir şehir tutsaklık gibi geliyor nedense..Bilmiyorum..BElki de ruhum en çok burda huzurlu,ondan...
-> Aylincim hayırdır saat sayıyorsun yoksa beklediğin özel bir sürprizin mi var?
->civcivim anemonum;sen gel elçini de alıp Galata'ya da çıkarız sıkma sen canını :) Bİr İstanbul'lu olarak daha Galata Kulesi'ne çıkmadım desem...Dibimizde olanların kıoymetini pek bilemiyoruz galiba...
Hepinizi öpüyorum kocaman :)
Ben buyum Tubikko...
Sanki beni anlatmışsın..
Yaşasın özgürlük!!!!
TüTü
Ama sigara hariç:))
Hayatıma hiç girmedi,giremez!!
Sağlıklı günlerrrr....
TüTü
Tütü ablacım evet sigara konusunda haklısın aslında...BEn de ara sıra çok nadiren keyif için içerim.Aslında kesin surette içmemek lazım.Ama o kış soğuğunda vapurun üst katında açık yerinde o sıcacık çayla çok iyi gidiyor bu meret napim :)
Yorum Gönder