15 Şubat 2008 Cuma

UÇAK

Birazdan okuyacağınız yazı dün Yılmaz Özdil'in Hürriyet Gazetesi'ndeki köşesinde yazdığı yazısıdır. Kendisi ailecek severek okuduğumuz bir yazardır.Bu da çok hoşuma gitti ve sizinle paylaşmak istedim.Buyrunuz.


HER zaman olduğu gibi...
İş işten geçti.Şimdi herkes kafa yoruyor:"Nasıl çıkacağız bu işin içinden?"

*Uçak düşüyormuş...Pilot, hostesi çağırmış."Denize çok yakın uçuyorum, bu seviyeden atlarlarsa, canlarını kurtarırlar, söyle yolculara, anladıkları dilden anlat, ikna et, yoksa çok geç olacak.

"Hostes koşmuş içeriye...Amerikalı grubun yanına gelmiş."Sayın yolcular, uçak düşüyor, denize çok yakınız, bu seviyeden atlarsanız, kurtulursunuz."Amerikalılar dinlemiş.Mantıklı gelmiş.Atlamışlar.

Hostes, Fransızlara gitmiş...

"Bayanlar baylar, affedersiniz, çok özür dilerim, rahatsız ediyorum, uçağımız düşüyor, sizden rica etsem atlar mısınız, lütfen, hassasiyetiniz için şimdiden teşekkür ederim.
"Fransızlar dinlemiş."Mersi" deyip, atlamışlar.Hostes, Almanlara gitmiş..."Atlayın lan!" demiş.Otoriteden emir almaya alışık olan Almanlar, neden bile demeden, sıraya girerek, hiç tereddütsüz atlamışlar.

Ve hostes, Türk yolculara gelmiş...Öbürleri niye atlıyor, n'oluyor, bizimkilerin umurunda bile değil, kimi uyuyor, kimi film seyrediyor filan.Hostes tahrik edici bir pozla koltuğa yaslanmış, suratında küçümseyen, küstah bir ifadeyle "Siz var ya, siz" demiş...
"Hayatta atlayamazsınız burdan!"

*Durumumuz budur.Maalesef.
Biri "Giremezsin" diyor.
Biri "Girerim" diyor.İş inada bindi.
*Akıllı bir hostes gelmezse...Bu uçak düşer.

Yılmaz Özdil
Print this post

4 yorum:

Dilek35 dedi ki...

çok güzel bir fıkra verdiği ders dahada güzel

Tabiat Ana dedi ki...

çok güzel bir fıkraymış gerçekten keşke sadece gülmek için anlatılmış olsaydı:(

Adsız dedi ki...

guldururken dusunduren türünden..

Unknown dedi ki...

:))))durum özeti diye buna denir sanırım:)))))))