4 Nisan 2008 Cuma

ARINMAK....

Söylemek zorundayım bu defa çok zor... Satırlarda ilk okuduğum andan itibaren yüreğimi tırmaladı bu kelime....Defalarca yazıp sildim ve hatta koskoca bir hikaye oluşturdum bunun için ama yine dönüp dolaşıp sana geldi nihayetinde....Çünkü affediş üzerine en uzun hikayeyi seninle paylaştım ben...

İlk ne zaman kırık dökük etmiştin ruhumu....Bu kırılıp dökülmelerin öncesi de olduğunu bilmiyordum o zaman daha...

Bir gün geldiğinde gün gibi aydınlanmıştı...Evimizin camlarının fırtınadan değil de başka bir sebepten kırıldığı....Oysa anlamalıydım belki de yaz günü ne fırtınası ki bu....ve bir sonraki gün babannem geldiğinde ve senin nerde olduğunu sorduğunda işe gitti dediğimdeki şaşkın surat ifadesini...Güneşli bir gündü ve apartmanın bahçesinde karşılaşmıştık..Ben ekmek almaya gidiyordum....Henüz 9 yaşındaydım....

Yaptığın hatalardan dolayı ağladığında ve bizi üzdüğün için kendinden nefret ettiğinde ayaklarıma kapanmıştın... Gecenin saat 3'üydü...Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum...Ertesi günü okula gitmek zorundaydım ve henüz 13 yaşındaydım.... Ruhumda yaşadığım ızdırabı bilmek bile istemezsin...Küçücük bir kızın bunu tanımlayabileceğini de sanmıyorum aslına bakarsan...Belki sadece bu yetişkin kadın tanımlayabilir bunu;küçük kızın gelip kulağına fısıldayıp unutulmamak üzere bıraktığı acı hatıralardan....

Bir gün kendinden vazgeçtiğinde seni bırakıp gitmek istemediğimde sen benden vazgeçmiştin kolayca...Halbuki ben senin Gemi batarken önce fareler terkeder lafına inat ben fare değilim deyip yanında kalmak istemiştim...Git dedin ama gidemedim...İnsan canından geçebilir mi? 22 yaşındaydım; bu acı hatıranın izlerini boynumda taşıdım günlerce;ruhumda ise ölene dek taşıyacağım...

Bütün yaşananlara,ruhumdaki bütün darp izlerine rağmen bir gün geldiğinde herşeyi bir kalemde silip seni affedebileceğimi hiç düşünmemiştim... Eminim eğer bütün bunları ben kendi kendime yapmış olsaydım asla af dilemezdim ruhumdan... Ama sen benden bunu istemediğin halde ben seni azad ettim bile çok uzun zaman önce....

Merak ediyor musun neden olduğunu? Yaptığın herşey bir insanın yapabileceği hatalardı... Çok iyi yürekli dünyayı ve insanları çok seven senin gibi birinin bile... Senin yüreğinin ne kadar iyi olduğunu biliyorum...Kötülükleri isteyerek yapmayacağını ise adım kadar iyi....

Ama yine de onaramıyorum bazı şeyleri...Beni tanımadığını düşünüyorum....
Büyürken yeterince yanımda olamadığın için hızla kaçıp gitti bazı şeyler... Ve malesef öyle hızla akıp gitti ki zaman aradaki mesafe iyice açıldı...Şimdilerde toparlamaya ve aradaki açığı kapatmaya çalıştığının farkındayım ama ya su gibi akıp giden o yıllar....

Bir keresinde seninle hararetli bir şekilde tartışırken ''Benim çok evrensel bir affediş tarzım olduğunu ve bunu asla ama asla senin anlayamayacağını haykırmıştın yüzüme... Nasıl bir adaletin var demiştin bana;nasıl bir adalettir ki bütün evrene aynı anda makul olmaya çalışıyorsun... Taraf olmak zorundasın bu durumda...''

O zaman sana anlatmak istemiştim ama anlatamamıştım...Hepimizin insan olduğunu;hatalar yapabildiğini ve sana göre kötü olanın başkası için aslında iyi olduğunu...

Ama affetmek ne için önemli bence biliyor musun? Çünkü affetmek ruhunu arındırır...İnsanı özgür kılar...Yüreğindeki kara bulutları dağıtır...Kin tutmak insanı kirleten;saflığını elinden alan bir duygudur.. Affetmeyi bilmeyen beceremeyen biri kendini karartır yalnızca....

Bunun içindir ki ben yüreğimde derin yaralar bırakanları dahi bir zaman gelir affederim...Ve sanki her affedişte bir kuş havalanır göğüs kafesimden...

Affetmek insanı mutlu eder...Çünkü bunun aksi birini yüreğinde esir tutmaktır..Kaç kişiyi aynı anda hapsedebilirsin ki küçücük kalbine...???

Eğer birgün bu satırları okuma fırsatı bulursan bu kelimeyi seninle bağdaştırdığım için sen de beni affet olur mu? Ama bir hata olduğu için değil; belki biraz üzülmene sebep olacağı için... yapmak zorundaydım...Şimdi herşey yoluna girmiş olsa ve aramızdaki uçurumları kapatmaya gayret etsek bile ben bunları kendime hatırlatmak zorundaydım...

Yoksa kendimi asla affedemezdim...

VE bilirsin değil mi bir insanın en zor affedebildiği en çok acımasız olduğu kişi sadece kendisidir baba.....


Son birşey daha;Seni Çok Sevdiğimi biliyorsun değil mi? Print this post

21 yorum:

[ fiкяiмiи iиcє güℓü ] dedi ki...

Tubikkom, çok zor bir yazı olmuş senin için. Canım benim ne denir ki, umarım telafi edilebilir aradaki mesafeler. Kalemine, yüreğine sağlık.

Sevgiyle...

HAYAT dedi ki...

içim titredi resmen okurken şimdi nede zorlandığını çok iyi anladım.
sevgiyle kal

secill dedi ki...

Canımm cok guzel olmuş ellerıne sağlık,içim acıdı gozum doldu ınan okurken, o güzel Yüreğini hiç karartma...

sufi dedi ki...

Bu sefer çok zor demişsin verilen kelime için.Oysa içinde hapsettiğin ve belki de yıllardır affedemediğinden dolayı sulayıp büyüttüğün iç acının, engramının dışa vurumu ve bir nevi terapi olmuş sana bence,bizlere olduğu gibi.Dışa vurum engramı yokediyor ya.yazını iki kez okumak zorunda kaldım.Ben sevgili zannettim baban çıktı.tekrar başa dönüp bir kez daha okudum .Ellerine sağlık.Kelime oyunları LOST adası gibi.Sevgilerimle.Dilek

Tabiat Ana dedi ki...

sevgili arkadaşım,
bu kadar açık yüreklilikle yazdığın her satır için ellerine sağlık.Ben sadece karalayabildim:(
sevgilerimle
(umarım zaman gerçektende en iyi ilaçtır)

TuBiKKo dedi ki...

fikrimin incegülü;ablam... zor oldu;hatta o kadar mücadele ettim ki yazmamak için;ama galiba ilk okuduğum anda beni yakalayan noktayı yazmaktan alıkoyamadım kendimi...Ölüm hariç herşeyin telafisi olduğunu söylerler...Umarım dediğin gibi olur;şimdilik öyle olmasından umutluyum ve inanıyorum....Galiba birlikte büyüdük onunla;anlıyoruz birbirimizi yavaş yavaş...

hislerim ve ben; herkesin hayatında zor zamanlar vardır aşılamayanlar...BEnimki biraz küçük yaşta başladı;yani hayatla mücadelem...Ama artık herşey yoluna giriyor...

Seçilim; canım kardeşim sakın üzülme sen beni çok iyi tanıyorsun ve yüreğimi karartamayacağımı çok iyi biliyorsun...

Sevgili Sufi; dediğiniz gibi bazen iyidir içeridekileri dışarı çıkartmak bir nevi terapi gibidir...Ama sanki bazı şeyler vardır ki içeride kalsa daha iyi olur;gizli kaldığı yerden çıkınca insana zarar verir... Bunu dışarı çıkarmak bana zarar vermedi;ama acabalar da yok değil...Kartlarımı bu kadar açmamıştım hiç bir yazımda..Bu bir ilk...

Tabiat ana;sevgili arkadaşım....Açık yürekli olmanın çok da kolay olmadığını sanıyorum...Yani herkesin gizli br köşesi vardır...Evet zaman en iyi ilaç...Herşeyi affedebiliyorsun..ama bir gün birisi gelip yine aynı hatayı yaparsa;bütün geçmişte kalanlar geri gelir gibi geliyor bana... Evet insan affedebilir; ama asla unutamaz....Keşke bazı şeyleri unutmayı da becerebilseydik...Belki böylesi daha mı iyi olurdu.?

Muhabbet Çiçeği dedi ki...

Canım, çok duygulandım okurken.Affetmek en büyük iyiliktir ve zaman en iyi ilaçtır canım. Neleri affetmedik ki bu hayatta.Ne diye bilirim ki, çok duygulandım şuan.Sevgiyle kal canım arkadaşım...

KOZA dedi ki...

Duygu yuklu,insan kokan , benzer hisler yasatan bu yazi icin ellerin dert gormesin diyorum.

Berrin dedi ki...

yutkundum zorla, bogazıma bır seyler dugunlendı..benzer seylerı bende yasadıgım ıcındır belkıde..
ben ölünce affettım..senınkı daha dogru olmuş..sevgıler..

zilsizzarife'nin yeri dedi ki...

Tubikko,
Her yazdığını okuduğunda aynı etkiyi bırakıyor bende.
Yüreğine sağlık arkadaşım:)

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Sevgili Tubikko,
Çok duygulu olmama karşın ilk defa bir blog yazısında ağlıyorum.
Neden mi?
Sevgin o kadar büyük ki,
af arkasına sığınmış ve küçücük kalmış.

Esra dedi ki...

Gercekten zor bir yazi olmus senin icin. Bence kendinle yuzlesme bu, babandan cok. Yazinin basindan anladim babandan bahsettigini ve icim acidi. Yazi bitince ekrana bakakaldim dakikalarca.

Insanin en zor affedecegi kendisidir demissin ya... benim yazimla bagdasmis.

Dilerim yillarin yiktigi kopruler zamanla yeniden insa edilir, uzaklar yakin olur... Dilerim hersey gecmiste kalir.
Sevgiler

TuBiKKo dedi ki...

Sevgili muhabbet çiçeği,arkadaşım..evet herşey affedilebiliyo ama affettiğinin kim olduğu çok önemli bu durumda...herkesi aynı şekilde koşulsuz affedebilir misin?

koza;teşekkür ederim güzel sözlerin için...

zarifem;sen de saol iyi yürekli temiz kalpli arkadaşım :) özledim seni yahu;hatta dün gece rüyamda gördüm :)

TuBiKKo dedi ki...

Sevgili Berrin; babannem öldüğünde kardeşim ona hiç sevdiğimi söyleyemedim diye günlerce gözyaşı dökmüştü...O gün bu aklıma yer etmiş olmalı ki hep sevdiklerimiz bizi bırakıp gitmeden evvel onlara söylemek istediklerimizi söylemeliyiz diye düşünürüm hep....

Sevgili yaşamın kıyısında; ne kadar duygu yüklü biri olduğunuzu biliyorum..Biliyorum değil de tahmin edebiliyorum diyeyim...Sizi ağlatmak istemezdim ama sanırım benim bile tam olarak yakalayamadığım bir ana fikri yakalamışsınız...Yani zaman zaman dönüp kendimi sorguladığımda neden affettin sorusunun karşılığı buymuş meğer..Evet sevgi...Çok teşekkür ederim size....

Esracım;o köprüleri şimdilerde bir mühendis edası ile ( benim branşım inşaat değil ama olsun ) özenle kuruyoruz..Bu defa daha sağlam olduğunu sanıyorum...Deprem yönetmeliğine uygun yani...Statik hesapları iyi yapılmış köprüler olacak :) Sevgiler...

Geveze Kalem dedi ki...

Ne dilerdim biliyor musun, bu kadar özel bir anlatımın aslında tamamen kurgu olduğu notunu son satırda görebilmeyi...

Tokat gibi sözlerin. Ama hızla inen ve değdiği yere yumuşacık dokunan bir tokat.

Üzdün beni.

TuBiKKo dedi ki...

gevezem; biliyor musun aslında sonuna bunun tamamen bir kurgu olduğunu,sadece affetmek üzerine böyle bir hikayeyi benim yazdığımı not düşecektim...Ama sonra dedim ki kendi kendime;hayır...Bu senin hayatının bir parçası..Sırf kendimi ele vermemek adına yaşamımın bir parçasını bir hayal ürünü gibi göstermek istemedim..Acı da olsa bu benim sahip olduğum birşey... Bana hayatla ve bir ebeveyn çocuk ilişkisi ile ilgili olarak çok fazla şey öğreten bir gerçek üstelik...

Seni üzmeyi istemezdim...Tek söyleyebileceğim;artık ortada üzülmeye gerek olacak bir durumun olmadığı...Biz yarlarımızı sarıyoruz ve yeni yaralar açmamaya gayret ediyoruz artık....

Ebru Oğuş dedi ki...

son paragrafın da ben de tokat yemiş gibi oldum. sonra bir daha okudum. ve bir daha.. çok üzgünüm demek bir anlam taşır mı bilmiyorum. ama herşeyin gün gelip güzel olacağına inanıyorum..

etki alanı dedi ki...

Uzun süredir böyle hıçkırarak ağlamamıştım...
Ah!Babam Ah!
Bir başkasını tercihini asla anlayamıyorum ve affedemiyorum..

Anladın mı Tubikko,benimki hep açık bir yara..Gördüğümde sarıldığım,yokluğunda burnumu sızlatan bir duygu seline rağmen asla affedemediğim bir ihanet..
TüTü

TuBiKKo dedi ki...

Ebrucum;herşeyin güzel olacağına inancım olmasa hayat çok zor olurdu..Ki, lütfen üzülme mutluyum ben artık hiç bişey eskisi gibi değil...

Sevgili Tütüm; ben seni çok çok iyi anladım....BElki de haklısın belki bu hep açık bir yara ama biz o yarayı yokmuş gibi sayıp görmemeye çalışıyoruz...kapanmış farzediyoruz...ama böyle olmasa kendimizi zorlamaktan ve kendi kendimize işkence etmekten başka ne yapardık... BEn her ne olursa olsun affetmenin kutsal bir duygu olduğuna inanıyorum...En azından kendi iç huzurumuz için...Birini affettiğini bilmek insanın içini hafifleten birşey bana göre..BEn bu şekilde mutlu olabiliyorum ancak...Sevgiler...

Kitaplikkedisi dedi ki...

Affeden olmak yine de güzel şey... Affedilen olmak eminim daha zordur... Ağlayarak okudum çok etkileyiciydi

Derin Sularda dedi ki...

Sevgili Tubikko,
Okurken her satırı içimden sonunda bir kurgu yazısı görmeyi umut ettim. Resimlerinde gördüğüm o sevimli yüzlü kıza hiç yakıştıramadım bu kadar üzüntüyü... Ama affetmekle en güzelini yapmışsın.
Sevgiyle kal.