30 Nisan 2008 Çarşamba

KİTAP KURDU

Sevgili arkadaşım Çınar sobelemiş beni :) Yazmaya bu kadar süre zorunlu ara verdikten sonra böyle güzel bir sobe ile başlamak iyi geldi doğrusu :)

Öncelikle şunu söylemek zorundayım...BEn bir kitap kurduyum :) Çocukluğumdan beri en büyük hobimdir kitaplar....Okurken kitabın sayfaları içinde kaybolur kahramanlarının yerine geçerdim tek tek...


Okuma aşkı bende okumayı ilk söktüğüm anlardan itibaren başladı..1. sınıftayken okumayı ilk sökenler arasında yumurtam çatlamıştı ( O zamanlar öğretmenimiz sınıftaki herkes için bir yumurta yapmıştı ve herkesin adı yazılıydı yumurtasında okumayı sökenin yumurtası çatlayıp içinden civcivi çıkıyodu )

Kitap okumaya aslında kendi çapımda ciddi yapıtlardan başlamıştım; mesela ilkokulda okuduğum ilk kitaplar arasında Victor Hugo'nun Sefiller'i vardı.Mark Twain'in Tom Sawyer'ına ise hayranlık ötesi bir sevgim vardı...Onun o özgür ruhu çok hoşuma giderdi ve örnek de alırdım onu.Hatta kitabımın kapağında Tom Sawyer'in ayakları çıplak yerde yarı yatar pozisyonda ve ağzında bir ot parçası kafasında şapkası olduğu haldeki resmini hala unutmam...
Ortaokul yıllarında kitap sevgimin en üst düzeylere çıktığını hatırlıyorum.Odamızda bir ranzamız vardı,alt katında kardeşim üst katında ben yatardık.Geceleri yatarken mutlaka kitap okumak alışkanlığım vardı o zamanlar.Hatta bazı geceler okuduğum kitaba kendimi öyle kaptırırdım ki kitap biterdi ve bu bitiş anında güneş çoktan doğmuş olurdu.Sonunda ne mi olurdu? Okula uykusuz giderdim :) O Çalıkuşu beni kaç gece uykusuz bıraktı ard arda :) Ahh Feride ahh,senin peşinden maceralarını takip edeceğim diye okulda uyukladım kaç gün....:)

Lisede de bu aşk devam etti tabi ki hiç şüpheniz olmasın.Bu yıllarda Buket Uzuner'le tanıştım.. Kumral Ada MAvi Tuna hayata,aşka ve insan ilişkilerine bakışımı çok ciddi şekilde etkileyen ve bana yön veren müthiş bir kitaptı...İleride kesinlikle çocuklarımın okumasını istediğim ve her daim kütüphanemde yer alması gereken bir kitaptır benim için...

Bu arada şunu da özellikle belirtmek isterim.Hayatta en nefret ettiğim şeylerden biridir kitaplarımı başkalarıyla paylaşmak.... Geçmişte birkaç kez çok sevdiğim kitapları okunması için verdiğim ve bir daha geri gelmedikleri için artık kitap emanet ederken çok titizlik göstermek zorunda hissediyorum kendimi...Hatta zaman zaman garip karşılanacağını bilsem bile kitabı verirken bir sürü kural sayarım.

1) Kitabın sayfaları kıvrılmayacak,katlanmayacak;ayırmak için ayraç kullanılacak.
2) Kitap bükülmeyecek.
3) Kapağı kırılmayacak.

Bir de eğer mümkünse kitabı şeffaf bir jelatinle kaplayıp dışının yıpranmasını engellemeye çalışırım...Biliyorum biraz abartıyorum ama kitaplarım benim en büyük hazinemdir :)

Eşimle tanıştığımızdan beri aldığımız her kitabın kapağından sonraki ilk sayfasına adlarımızın ve soyadımızın baş harflerini ve o günün tarihini atarız.Bu kitaplar da bizim çocuklarımıza mirasımız olacak çünkü...İleride umarım onlar da bizim gibi okumaya tutkun olurlar da bu kitapları severek okurlar.Ben çok isterdim annemden ya da babamdan bana kitaplar kalmasını..Babam bana 30 yıllık kitaplar verdi ama onlar teknik ders kitapları tabi ki...Hatta dedemden kalma bir kitabım var;radyo yapımı ile ilgili :)

Tarihle ilgili romanları da çok severim ben...Medeniyetlerin nasıl kurulduğu,nasıl ilerlediği ne aşamalardan geçtiği,sadece tarihçi gözünden değil de sıradan insanların gözünden de okumak kadar keyiflisi yoktur bana göre...

Özellikle Türk ve Osmanlı tarihi ile ilgili kitapları okumaktan son derece keyif alırım. Hayatımın son iki yıllık döneminde eşim sayesinde Mustafa Necati Sepetçioğlu ve Hüseyin Nihal Atsız ile de tanıştım ve emin olun bu yazarları da okumaktan son derece keyif alıyorum.ASlında ben bir okuma açıyım galiba genelde kitap ayırt etmem;başladığım her kitabı da sonuna kadar mutlaka okurum.

Gezi,tarih,biyografi,yaşanmış olaylar,siyasi,ülkeler tarihi,gerilim romanları...Aklınıza gelebilecek her türlü kitabı okumaktan büyük mutluluk duyuyorum aslında...Ama şu sıralar özelllikle ilgimi çekenler tarih ve siyasetle ilgili olanlar...

Evin her köşesinde bir kitabım mevcuttur.Mutfakta,yatak odasında başucumda,tuvalette ve çantamda.... Sanki kitaplar olmazsa çevremde kendimi eksik hissediyorum.Dedim ya yazmaktan bile büyük bir tutku benim için okumak....

Bak şimdi nasıl da kurtlandım...Hımmmm ben bu haftasonu en iyisi uzun zamandır aklımda olan kitap alışverişine bir gideyim.Aslında kütüphanemde hala okunmamış birkaç kitap var ama hiç önemi yok; mutlaka ama mutlaka okunacak ne de olsa..

Ne kadar da uzun bir yazı oldu bu böyle.Çınarcım; beni nerden yakalayacağını ve bolca yazdıracağını gerçekten çok güzel yakalamışsın senitebrik ediyorum :)

Son olarak kitaplarla ilgili bir hayalimden bahsedip bu yazıyı bu akşam bitirmeyi ve şu an kendimi feci şekilde kaptırdığım kitabı okumak üzere odama yollanmayı düşünüyorum.

Eskiden kendimce bir kütüphanem vardı.Günün birinde bir köy okulundaki çocukların okuyacak kitaba ihtiyacı olduğunu duydum bir öğretmen tanıdığımızdan.Benim için çok değerli olan 2-3 kitap haricinde bütün kitaplarımı büyük özenle sakladığım küçük hayal dünyalarımı sabahlara kadar içinde kaybolduğum bütün hikayelerimi hiç gözümü kırpmadan koliledim ve o köy okuluna yolladım... Bunu yaparken de bu kitapların onların da hayatını benimki gibi değiştirebilmesini onların hayata bakışında bişeyleri yönlendirebilmesini umdum...

Şimdi eski haline baktığımda çok kısıtlı bir kütüphanem var...Gelecekle ilgili isteiğim ise şu...Hani bazı evler vardır...Kocaman salonlarının en büyük duvarı baştan başa kütüphanedir ve kitaplarla doludur ya.İşte ben de öyle kocaman bir evin o en kocaman duvarını baştan aşağı hayatım boyunca okuduğum; okurken hüzünlendiğim,bazen ağladığım,neşelendiğim,kendimi eğittiğim,ders aldığım,kendime yön çizdğim,kısacası hayatımda yer eden bütün kitaplarla doldurmayı diliyorum...Bunu yapacağımdan hiç şüpheniz olmasın :)

Benden bu kadar artık... SOn sözüm;HER KİTAP MUTLAKA İNSANA BİRŞEYLER KATAR,ÖNEMLİ OLAN BU KATTIKLARINI NASIL DEĞERLENDİRDİĞİMİZDİR...

Sobe Notu: Eğer bu sobeyi okuyorsa Ben Ona Resmen Aşığım ve NaneŞekeri'ni sobeliyorum :) Print this post

8 yorum:

Adsız dedi ki...

Güzel bir konu okumak.Kitaplarını köy okuluna yolladığın için seni gerçekten tebrik ederim.Özverili davarnış sergilemişsin.

cinar dedi ki...

Ayy ne kadar güzel bir şey yapmışsın Tubikkocuğum. Kitapların yeni sahipleri de eminim senin gibi etkilenip hayatlarına güzel bir yön verecekler. Çok tebrik ediyorum seni.

Benim de hayalim kocaman bir kütüphane. Umarım olacak bir gün :)

Bu güzel yazı da içimi açtı sabah sabah. Vallahi tatilim geldi ya :)

Sevgiler..

TuBiKKo dedi ki...

Umar;ara sıra bize göre küçücük fedakarlıklarla onları çok mutlu edebildiğimizi gördüm.Bence hepimiz biraz bişeyler yapabiliriz bu konularda. :)

Çınarcım; hayatımda bencillik yaptığım yegane konulardan biridir kitap paylaşımı...Birisi benim kadar değer vermediğinde çok üzülürüm ve sinirlenirim.Çünkü ben kitapların da yazılırken ruhuna üflendiğini düşünürüm..Yani her birinin bir ruhu vardır ve hoyrat kullanıldığında incinirler bana göre..Umarım onların da hayatlarına yön vermeyi başarır canım kitaplarım.:)
Kütüphane hayaline gelince.Bak sen de başlamışsın bile aslında oluşturmaya arşivini,bence biz bu büyük kütüphaneyi çok beklemeyiz bu gidişle.

Unknown dedi ki...

benim gibi kocan var! ne beklicen sanki? iste hemen halletsin... halla halla

[ fiкяiмiи iиcє güℓü ] dedi ki...

Tubikciğim, ne güzel bir şey yapmışsın. O çocuklar için de eminim bambaşka bir dünya olacaktır gönderdiğin kitaplar.

Benim kütüphanemi eksilten ise, ben okuyorum, herkes okusun mantığıdır. Eşe dosta hediye ettiğim, ödünç verip geri dönmeyen onlarca kitap...

İstanbul'da kitap alabileceğin çok güzel yerler var aslında. Beyoğlu'nda Kitapçılar Çarşısı var. Oldukça uygun fiyata, her tür kitabı bulabiliyorsun. Ben 'Ada Cafe'yi tercih ediyorum genelde. İstiklal Cad. üzerinde. Hem kitabını alıyorsun, hem de oturup bir kahve eşliğinde sakince okuyabiliyorsun.

Amma uzattım. Haydi görüşürüz canım.

TuBiKKo dedi ki...

mka;biliyorum yaparsın tabi ki ama şimdi yapmanın bir anlamı yok.O kütüphane kalıcı olacak dolayısıyla kendi evimize yapıcaz onu.

Fikriminincegülü;canım ablacım....beyoğlunda dolaşıp kitapçılara girip çıkmak en büyük keyiflerimden birisi...ama kitabımı alıp oturup kahvemi yudumlama fırsatım olmadı hiç.ASlıdna müsait bir zamanda buluşsak da şu kahveleri karşılıklı içsek :)

SERAP dedi ki...

Ne kadar hoş bir yazı olmuş.Kumral ada mavi tuna benim içinde çok önemli bir yere sahiptir.3,5 yaşındaki kızıma bu seneden başlayarak her doğumgününde benim için özel anlamı olan bir kitap hediye etmeye başladım.İlk kitapta kumral ada mavi tunaydı.Darısı sizin başınıza.Bende kızım doğduğundan beri onun adını yazıyorum,şimdiden sahipleniyor onlarda benim diye.

Her satıra yazacak birşey buluyorum aslında ama çok uzun olacak galiba.Bu kadar güzel bir yazı yazdığınız için teşekkürler.
Kitapla kalın:)

TuBiKKo dedi ki...

Sevgili Serap merhabalar öncelikle :)
Bence yaptığınız küçük kızınız için çok hoş bir hediye geleceği için..ASlında bunu bizde yapıyoruz.Yani kendi sevdiğimiz kitaplardan başka onların daha küçükken de okumasının güzel olacağına inandığım kitapları da seçiyoruz.Üstelik bizim henüz çocuğumuz da yok :)Mesela bu akşam uzun zamandır beklediğim kitap alışverişimi yaptım.Kendimize on tane (tabi kendimize derken bütün bu kitaplar da çocuklarımıza kalacak elbet ama şimdilik hepsini ben sahipleniyorum :) ) küçük afacanlarıma da 4 tane kitap seçtik..Umarım okumayı çok severler ve anne babalarını üzmez benimkiler :)
Ama ben hep derim dururum bunu keşke benim annemin babamın da benim gibi okumaya aşırı bir sevgisi olsaydı da bana bir dünya kitap bıraksalardı :) En kısa zamanda ziyaretinize gelicem hatta belki de birazdan..Sevgiler...