21 Ekim 2008 Salı

KARMAŞIK...


Meğer ne çabuk özlermişim ben seni de bilmezmişim….
Yokluğunun akşamlarında acı olurmuş uykunun tadı…
Yılın en sevdiğim mevsimi bile şaşırırmış içimdeki hüzne….

Ne çabuk büyüdük biz böyle…Ve ne çabuk geçti aradan bunca zaman…Hep dersin ya sen bana,çocuksun sen daha büyütmem lazım diye seni…Bazen hep çocuk gibi kalabilsem diyorum…Senin nazlı sevgilin olsam….

Sen yoksun ya yanımda; şimdinin de güncelliği yitip gidiyor böyle anlarda…Varlığının eksik olduğu zamanlarda zaman duruyor sanki ve öylece asılı kalıyor yüreğimdekiler havada….

Ve senin nefesini hissetmediğim zaman yanımda boğuluyorum….

Sensiz bir hayatın nasıl olabileceğine dair fikirler üretmeye çalışıyorum kafamdan ama başaramıyorum….

Sanki seni tanıdığımda doğmuşum öncesi hiç yokmuş gibi bir hisse kapılıyorum zaman zaman…Ve senin gelişinle anlam kazandığımı,taşların yerlerine oturduğunu hissediyorum….

Biliyorsun…





Sönsün tüm ışıklar şehir boyansın geceye...
Zaman gitme vaktidir...
Gecenin içinde bir kara tren gelir; seni alıp götürür.....
Zamansız akşamlar niye geldiniz....

Gündüzlerim nerde neden gittiniz....
Efkarlıyım bu gece gelmeyin üstüme.....


Bugünlerde farklı bir boyuta geçtim sanırım.... Ruhum yine şuursuz bir şekilde salınıp duruyor havada sanki.... Hayatımdaki bütün olaylara yukardan bakıyor gibiyim... Sanki ölmüşüm ruhum bedenimi terketmiş ve doktorlar beni tekrar hayata döndürene kadar havada asılıp kendime uzaktan bakacakmışım gibi... Çok garip bir his bu doğrusu....

Uzun mesafeleri göze alabilmek,yeni kararlar almaya çalışmak,neyin doğru olacağından emin olamamak...
Gideceğin günü düşünüyorum sürekli olarak... O kadar az kaldı ki...Hani derler ya sayılı günler çabuk geçer diye...

Otobüsün ardından elimi sallayışımı; gözlerimden önce bir kaç damla olarak akacak ve ardından sel olacak olan o yaşları....

Nefesimin boğazımda düğümlenişini ve yutkunamayacak oluşumu....

Nereden biliyorsun bunu dersen o trene seni her bindirip gönderişimde böyle olurdum ben derim....

Şimdilerde yine küçük, savunmasız kıvırcık saçlı minik kız koşuşup duruyor ortalarda... O kadar kötü bir şey ki önünde neler olacağını görememek... Gideceğin yeri bilememek,düşünmek istememek.... Ya da dönmeme ihtimalinin oluşu ( ki bunu aklımın ucundan bile geçirmekten korkuyorum )... Ya da döndüğünde sen hala aynı sen olmazsan...

O zaman kim diyecek bana bir hafta uzakta kalıp da eve döndüğümde akşam insanın karısının eve gelmesi ne güzel bir duyguymuş diye... Ya da ben kimin hayatına renk katacağım sadece evde uyuyarak bile....

Bilmiyorum... O kadar zor sorular ki bunlar asla veremem cevaplarını... Tek yapabileceğim şey sanırım geleceğimizin umduğumuz gibi olabilmesi için dua edebilmek... Allah'tan senin hep iyi olmanı dilemekten ve bunun için dua etmekten başka ne gelir elimden bilmiyorum ki....

İyi olsun herkes... tüm sevdiklerim, dostlarım ve arkadaşlarım.... Hayatıma dahil olan , yakınımda ya da uzağımda duran herkes iyi olsun ki ben de mutlu olayım....

İyi ki varsın hayatımda... VE iyi ki varsınız hayatımda.... Bütün bunlar yalnızca bir bütün olarak var olduğunda anlamlı çünkü.....Eminim her biri diğeri olmadan eksik kalırdı....

Öyle bişey ki bu kolay anlatamam...




Print this post

0 yorum: