23 Ekim 2009 Cuma

HayalPerest

Şu sıralar yapmayı istediğim tek birşey var. Elime Alacakaranlık Serisi'nin kitaplarını almak ve hepsi bitene kadar kendimi tüm dünyadan soyutlamak. Hatta mümkünse olayın içine dahil olmak istiyorum.Kitabın kahramanlarından biri olmak istiyorum. Kitap o kadar mükemmel ve sürükleyici ki Bella ve Edward'ın aşkına adeta bayıldım. O kadar hoşuma gidiyor ki onların arasındaki tutku ve aşk, kendimi okumaktan alamıyorum.

Aslında kitapların bende bıraktığı bu hissi çok severim.Yani elimden bırakamamayı,saatlerce okumayı, uykumun kaçıp sabahlara kadar uykusuz kalmak pahasına o kitabı bitirmeyi. Kitap tutkunları bilirler; hani çok sevdiğin bir kitabı okurken hem deli gibi bitsin istersin hikayenin sonunu öğrenmek için hem de asla bitmesin istersin. Çünkü o kitap bittiğinde onu okurken yaşadığın heyecan da bıçak gibi kesilip gidecektir. Çok uzun zamandır bu şekilde okumamıştım bir kitabı. Bu beni gerçekten ciddi şekilde etkiliyor ve çok heyecanlanıyorum.Çocukluğuma dönüyorum. Ranzanın üst katında akşam yatmadan elime aldığım kitap sabahın ilk ışıklarıyla biterdi ve ben şaşar kalırdım zamanın bu denli çabuk geçişine...

Biliyorum ben bir hayalperestim. Hatta bir sır vereyim mi zaman zaman bu dünyaya ait olmadığımı düşünüyorum. Yani sanki içimde gizli bir yerlerde başka birşeyim. Mesela belki bir süper kahraman belki uzaydan kaçıp gelmiş bir uzaylı belki de mistik güçleri olan biri. Farklı hissediyorum işte kendimi. Olmak istediğim için değil öyle olageldiği için böyle garip bir duygu yaşıyorum bazen... Belki de bu yüzden fantastik ve doğaüstü güçlerle ilgili olan filmlere ve kitaplara merakım. Belki de bu yüzden soluksuz bir nefeste okuyorum,izliyorum kim bilebilir ki? :)))

Garip işte... Seviyorum böyle olmayı.Hayal kurmaktan çok hoşlanırım, tahmin edemeyeceğin kadar çok hem de. Bu hayalperest hallerime gülenler de oluyor ama hiç umrumda değil. Ben çok mutluyum hayallerimle. Onlar olmadığında hayat çok yavan kalıyor. Hayal kurarken başka bir boyuta geçiyorum ve o boyut beni beni çok mutlu ediyor. Hep orada kalmak istiyorum. O hayal boyutu hiç kapanmasın istiyorum hayatın.Çünkü orada herşey çok güzel,hep dilediğim gibi...

Şimdi ben işlerimin bitip bir an önce akşam olmasını bekleyeceğim. Bu gece de uykusuz kalmak pahasına bitirmem gereken bir kitap var. Bitirmeliyim ki yeni kitaba geçeyim değil mi?

Herkese iyi bir haftasonu diliyorum.Benim haftasonu yarın akşamdan itibaren başlayacak. Ne yazık kı bu hafta çalıştığım cumartesi..Size iyi dinlenceler... Print this post

7 yorum:

Belgin dedi ki...

Kitaplarin icine dalip gitmek kadar güzel bir sey varmi acaba bu dünyada:)) Anliyorum ben senin kendini okurken nasil hissettigini, benim önüme bazen 40 tonluk kamyon gelir, ben onu ne duyarim, ne görürüm, cünkü kitap okurken bedenim burada olsada, ben buralarda degilim:))) Hayal kurduguna gülenler gülsün, bosver sen, onlar kendilerinin hayal kuramadiklari icin nelerden mahrum olduklarini bir bilselerdi...
Haftasonun güzel olsun bitanem.
Öpüyorum

TuBiKKo dedi ki...

canım belgin ablacım ne de güzel söyledin ama... asıl o gülenlere yazık di mi ama :))
sana da iyi bir haftasonu dilerim ve kocaman öperim:))

Terazi dedi ki...

Gerçekten de, kitap okurken içine girilen o bambaşka alemde kaybolup gitmenin hazzı başka nerede var?

Çok güzel tarif etmişsin, "bitsin ama bitmesin" arasında yaşanan duygu karmaşasını.. Çocukken ve genç kızken annemden az azar işitmemiştim "işi gücü bırakıp, kitabın sayfalarında kaybolduğum" için.. Banyoda gizli gizli az okumadım kalan birkaç sayfayı bitirevereyim diye.. Tabii kitap bitince yaşanan hüzün, içteki garip sıkıntı, biraz daha o âlemde kalabilmek için dalınan hayaller..

Şimdiki "bizim" çocukların da sıkıntısı işte burada başlıyor: Okumuyorlar! Bu yüzden de hayal kurma, hayal kurabilme yetileri böylesine kısır..

Sevgilerimle..

TuBiKKo dedi ki...

Peykercim;

Sen de ne güzel anlatmışsın gerçekten de... Ben de çok yapardım bunu gizli gizli kitap okurdum annem kızmasın diye.Ve evet haklısın şimdiki çocukları hiç kitap okurken görmüyorum ben de. Çünkü herşey ayaklarına hazır geliyor zaten.Çizgi filmler olsun internet olsun,herşeyi görsel olarak önlerine sundukları için ihtiyaç duymuyorlar okuyup hayallere dalmaya...
Geçenlerde bir yerlerde anne babalarının ellerinde kitap görmeyen çocukların okumaya çok hevesli olmadığını yazıyordu.Evet bir yere kadar doğrudur mutlaka ama bu içinden gelmesi ile alakalıdır aslında.Mesela benim anne babam çok fazla kitap okuyan insanlar değillerdir ama ben her zaman bir kitap kurdu olmuşumdur :))

zilsizzarife'nin yeri dedi ki...

İyi haftalar cicim yeni yazı isteriz biz ona göre:)

Belgin dedi ki...

Nerelerdesin kuzum sen, bir ceeee deyip kaciyorsun, özlediiiimmmm..

Bayraminiz kutlu olsun:))

Adsız dedi ki...

Evet kesinlikle buralara ait değilsin. Ellerinde ki çizgiler bile buna işaret. Hatta bir kahraman olsaydın eğer, kesinlikle çizmeli kedi olmalıydın. Kahraman denildiğinde genellikle akıllara, onların simgesi olan bir silah geliyor. Ama senın kalbin hala o kadar sevgi dolu ki, en büyük silahın dobra sözlerin ve zekan olacaktır.
Hayalperest olmasaydın nasıl olacaktın ki bugünkü kadar 'Tuğba'.
Seni diyerlerinden farklı yapan bişeyler olduğunu o kadar iyi biliyorsun ki, bunun hayatına yansıması kitaplarda ki kadar mucizevi.
Lodostan uzak, güneşli, hayal dolu zamanlar janım..