20 Mart 2014 Perşembe

KIZIMA MEKTUP...

Hayat öyle birşey ki kızım...

Yaşadıkça, hissettikçe, saçlarını savurduğu sürece anlayacaksın ne kıymetli olduğunu...

Hep duyardım; '' Bir kadının otuzlu yaşları onun için çok özel ve kıymetlidir'' diye. Ne kadar da doğruymuş meğer...

32 yaşındayım ve hayatımın hiçbir döneminde kendimi bu kadar tamamlanmış hissettiğimi hatırlamıyorum. Anneyim, eşim, iş kadınıyım. Dışarıdan bakıldığında otuzların başında görünüyor olmakla birlikte içimde 17 yaşında bir genç kızın enerjisini hissediyorum. Resmen ışıldadığımı hissediyorum. Bu o kadar mutluluk verici ki...

Ayaklarım yere basıyor, hayatımda hiç sahip olmadığım bir özgüvenim var. Verdiğim kararların,söylediğim sözlerin sonuna kadar arkasında durabilecek durumdayım. Cesurum.

Kimseye ihtiyaç duymadan, tek başıma dışarı çıkıp bundan keyif alabiliyorum. Düşün bir bu ne kadar önemlidir aslında. Öyle yanlış büyütüldüm ki hep başkalarına ihtiyacımız olmalı sandım. Ne büyük yanlış oysa.Kendi kendine yetebilmektir asıl olan...

Bu günceyi ne zaman iletirim sana bilmiyorum... Belki sen de benim şimdiki yaşıma geldiğinde, belki saçlarımdaki beyazlar artık hiçbir boyanın kapatamayacağı kadar arttığında...

Hayat çok güzel kızım.....

İçinden geldiği gibi yaşamak, yüreğini özgür bırakmak, kendine anlamsız sınırlar koymamak... Ben bunu hep yaptım bu zamana kadar.. Artık yapmamaya gayret ediyorum. Bazı şeyleri içinde tutmaktansa dışarı vurmak her zaman daha iyidir... Bazen acı da verse çok acıtsa da yüreğini yaksa da kendine ve sevdiklerine karşı dürüst olmak her zaman daha iyidir... Acı bir şekilde çeker gider yüreğinden; hiç geçmeyecek sanırsın seni hiç terk etmeyecek sanırsın ama bir gün bir bakarsın yüreğini kavuran o yangın uçar gider...

Aşık ol kızım...

Tüm yüreğinle,ruhunla ve bedeninle... Taparcasına sev, acımak pahasına sev... Ama öyle bir adamı seç ki bunun için; sana baktığı zaman gözleri ışıldasın,yüreği yansın, zorluk çeksin nefes almakta... Öyle sev ki seni hayattaki herkesten daha değerli noktaya koysun yüreğinde. Belki onu bulana kadar acılardan geçeceksin belki de çok şanslı olup erken karşılaşacaksın onunla... Sana tavsiyem acı çekmek pahasına vazgeçme gerçek aşkı bulmaya çalışmaktan... Bir gün karşılaşacaksın, bir gün babanın beni bulduğu gün kadar şanslı olacaksın biliyorum...

Gülümsemekten hiç vazgeçme kızım...

Senin içinde öyle bir ışık var ki, adın gibi.... O ışığı tüm evrene yansıtmalısın... Hep böyle yüreğinin içiyle gül...

Bu hayatta fark yarat kızım...

Herkes gibi olma, sıradan olma... Deli ol, uçuk ol, farklı düşün... Ama sıradan olma... Unutma fark yaratanlar iz bırakır ve iz bırakanlar unutulmaz... Hayatına dokunduğun her insanda o temasın izleri kalsın....

Haksızlığa izin verme kızım...

Her zaman adil ol. Hem kendine karşı hem de çevrendekilere karşı...

Vazgeçme kızım....

Yaşamaktan, hissetmekten, gülmekten asla vazgeçme.... Her ne hissediyorsan en derinine kadar sonuna kadar hisset...

Bil ki her ne olursa olsun, ne yaparsan yap hep arkanda olacağım....

Belki hatalar yapıp üzüleceksin, çekinmeden paylaş benimle. Hatalarında da her ne pahasına olursa olsun yanında olacağım... Belki paylaşırsan beraber dersler çıkarırız bunlardan... Belki annen de geçmiştir aynı yollardan ve azaltabilir yüreğinin sancısını...
Çünkü bazen ailene sarılıp ağlamak o sıcaklığı duyabilmek en büyük tesellidir... Bundan hiç vazgeçme, bu fırsata sahipken, onlara sarılıp ağlayabiliyorken bunun değerini bil... Çünkü bazen hayat alıyor bu fırsatı elinden ve sen kendi kendinle baş başa kalıveriyorsun...

Bazen hayatın telaşına kapılıp seni unuttuğumuzu düşünürsen kabuğuna çekilme sakın...Çığlık at, bağır, ağla ama dikkati üzerine çek her ne pahasına olursa olsun... Ben bunu hiç yapmadım, hep kabuğuma çekildim...Bir noktadan sonra o kabuk o kadar kalınlaşıyor ki onu kırıp çıkamıyorsun ve kendi içinde boğuluyorsun...

Sen çok değerlisin... Ve sadece sen olduğun için değerlisin...

Seni çok seviyorum......

ANNEN...