30 Ekim 2007 Salı

İçimden Geçenleri Bu Başlıkta Yazarsam Ayıp Olacak...


Merhaba Sevgili arkadaslarım,


Epeyce bir zamandır girip de bloguma birşeyler yazamıyorum.Halbuki aklımda yazacak bir sürü şey var ama nedense bir türlü vakit bulamıyorum.Neden mi diyorsunuz? Hemen Açıklayayım.Bunun başlıca 2 sebebi var;


1) Bayram dönüşünden beri deli gibi işlerin birikmesi ve bitiricem diye canımın çıkması

2) Yaklaşmakta olan I.S.O (Ayzo) KYS Denetimi !!!!


Hadi ilkli pek problem değil ama bu AYZO'yu bulandan da her sene zebellah gibi başıma dikilen Denetlemelerden deeeee nefret ediyorummmm...!!!!!!! Niye mi??? Çünkü bana kalırsa dünyanın en gereksiz kağıt israfıdır ve sadece para tuzağıdır.Hatta bu olayı icat eden adamların bence canı sıkılmıştır ve paraya ihtiyacı olmuştur ve bu uyanıklar bunun sonucunda böyle bi dünya dolusu gereksiz teferruatı şirketlerin bünyesine sokarak durduk yere bir sürü kağıt israfı ve zaman kaybı yaratmıştır. VE bunun sonucunda da güya bu şirketin yaptığı her iş standartlara uygun oalrak yapılmaktadır. Pardon ama ben merak ediyorum;gerçekten mümkün mü mesela senede bir kez denetlemeye gelerek ve oldukça güzel bir denetleme parası alarak bu olayı düzgünce götürdüklerine inanıyorlar mı??? En sinir olduğum ise gelip bizi denetleyen ama aaaa onun böyle olması gerekir diyen çok bilmişler...Ancak kokoş kokoş giyinip kokuları sürünüp gelmeyi ve cık cık cık bunun böyle olması gerekir demeyi biliyorlar... Evet onun öyle olması gerektiğini biz de bliyoruz ama gel gör ki onu uygulayacak adam lazım....



Ooooofffff.... Nasıl bir giriştir bu Yarabbim!!! Evet Tahmin ettiğiniz gibi salak bir d.e.n.e.t.l.e.m.e yaklaşıyor.Beni okuyanlar arasında bu işi yapan arkadaslar varsa lütfen üzerlerine alınmasın,bu tamamen bu siteme olan bi isyandır.Sizinle yakından uzaktan alakası dahi yoktur....Bir de kaderime isyanım var tabi..Bir gün yeni bir şirkette çalışmaya başlarsam kesinlikle bu işe atlamıycam...Yani şu cümle çıkmayacak ağzımdan''Ben daha önceki şirketimde de KYS Sorumlusu ve Yönetim Temsilcisi idim.Bu işi de seve seve yaparım :s'' Deli misin? ASlaaaaaa....

Bir kere eğer bu konuda sorumluluk aldıysan tamamen yalnızsın demektir.Çünkü bizim ülkemizde bu sistemi sadece tek kişinin yürütmesi gerektiğine inanan insanlar yaşar.Halbuki alakası yoktur;bu bir takım işidir ve de herkes üstüne düşeni yaptığı taktirde hiç kimse yorulmaz ve işler tıkır tıkır ilerler.(Ama bu kağıt israfı gerçeğini değiştirmez). Ama gel gör ki hiç kimse üstüne düşeni yapmaz;yapılması gerekenler hep bir şekilde ertelenir ve sonunda denetim zamanı gelip çatar.Zavallı sorumlu bir de bakar ki hiç kimse birşey yapmamıştır ve bütün işler YİNE onun başına kalmıştır. Üstelik bu zavallı SOrumlu'nun tek sorumluluğu genelde sadece bu da değildir aslen mesleği çok çoookkk farklı bir dal olmakla birlikte kara kara bu saçma sapan işe nasıl bulaştığını düşünmektedir....


Şimdi sorarım size; L şeklindeki masamın sağ tarafı tamamen gereksiz dokümanlar ile dolu iken ve de daha yetiştirmem gereken bilmem kaç tane teklif önüme yığılmaya çalışırken aşağıdaki çıklardan hangisini hayata geçireyim?


a) amaaannnn battı balık yan gider;hiçbirini yapmamak.

b) aaaa yeter ama artık canım bi insanın üstüne de bu kadar yüklenilmez ki diye güçlü bi isyan çığlığı atmak.

c) üstün yeteneklerimi kullanıp bütün işlerin hakkından gelmek.(bu seçenekten hiç hoşlanmadım)

d) İstifayı basıp derin bir ohhhy çekmek.....


Hadi bana yardım edin noluuurrrr.... Ne yapmalıyım yoksa deliricemmmmmmm :( :( :(

22 Ekim 2007 Pazartesi


UNUTMADIK,UNUTMAYACAĞIZ...
ACIMIZ ÇOK BÜYÜK MİLLETİMİZİN BAŞI SAĞOLSUN...
Aslında söylenecek öyle çok şey var ki..Ama hiçbiri içimizdekileri anlatmaya yetmez..Bu ülkenin evlatlarına uzanan eller kırılsın;analar ağlamasın artık....Bitsin bu anlamsız savaş.....

19 Ekim 2007 Cuma

Bunu Bulan Adamı Alnından Öpmek Lazım :D

Ya arkadas olmaz böyle bişey...Ben son 4 gündür ciddi şekilde Facebook olayına sarmış durumdayım ve öyle kişileri buldum eski arkadaslarımın ne kadar değiştiğini gördüm ki anlatamam... Çok da mutlu oldum ayrıca. İlkokuldaki sınıfımdan tut, lisedeki arkadaslarıma kadar bir sürü insan... Yani 13-14 senedir görmediğim arkadaslarımı bile buldum :) Hatta buluşmalar, görüşme günleri düzenleme planları çok da güzel oluyor... Bu arada da sandığımdan çok daha fazla kişiyi tanıdığımı farkettim tabi :)

Mesela şimdi 3 Kasım için ÜFL 3-E Toplanıyor diye bir buluşma düzenledik.Sınıfımızdaki arkadaşların katılımıyla bir buluşma ayarlıyoruz :) Nerden baksak 7 sene olmuş görüşmeyeli :) Bunun haricinde ilkokuldaki en yakın arkadaşımı buldum ve yaşadığımız yerler arasında sadece 10 dakikalık bir yürüme mesafesi olduğunu görünce de ciddi şekilde şok oldum ve çok çok sevindim :) Şimdi Cumartesi sabahı arkadasım bana sabah kahvaltısına gelecek :) O kadar merak ediyorum ki acaba yıllar onu nasıl değiştirdi.Çünkü en son 11 yaşımda görmüştüm onu ve 14 sene gibi bir zaman geçmiş üzerinden...
Yeni resimlere bakınca gözlemlediğim; erkeklerin çok değişmediği ama kızların bazılarının tanıyamayacağım hale geldiği :) Ama bişey var ki hiç değişmiyor;bakışlar... 8 yaşında ne ise 25 yaşında da aynı oluyor bakışlar :) Herşey değişse bile gözlerden tanıyor insan :)

Bu arada bilgisayarım bozuldu :( Şimdi başka arkadasımın bilgisayarından yazıyorum.Benimki tamire gitti.Daha 3 aylık bilgisayar nasıl bozuldu anlamıyorum ben ama gıcık oldum :) Masa masa geziyorum halim çok komik :)

Son olarak da bugün Cumaaaa... Yarın sabah kahvaltıya ve akşam da çaya mifasirlerim geliyo.Yani güzel ve değişik bişeyler yapmalıyım düşnmeye başlasam iyi olacak :) Herkese iyi haftasonları dilerim...Görüşürüzzzzz....

16 Ekim 2007 Salı

Reklam Tadında Bir Ohhh Beee....

Allahım sen günah yazma Yarabbim ama Ramazan boyunca bütün gün sersem sepelek dolaşmamın tek sebebi anlaşıldı. Bünye sabah çayı ve saat 10.00 gibi içiln kahveden yoksun kalınca benim elim kolum bağlanıyormuş ben ona emin oldum artık :) Şimdi iki gündür gecee geç de yatsam sabah çayımı içiyorum ya mutluyum huzurluyum süperim valla :)

Gelelim görüşmeyeli neler yaptığımıza...Valla bayram telaşesi malum..Bu bayram İstanbul'da idik. Adana'ya gidemedik. Aile büyüklerini gezdik,el öptük Kemocanım bol bol tatlı yedi hatta az kalsın şeker komasına falan gircek diye korktum. İşin komik yanı o kadar yiyip yiyip buna rağmen çok aşırı kilo almayışı kendisinin..Ama gıdığı çıkmış hihihih ( Bak ben bunu söylemiycektim kızacak şimdi bana kocamcım, ama napim tombalak koca göbekli bi adam olmasını engellemem lazım) İlk günü böyle geçti gitti...
İkinci gün sabahı korkunç bir gökgürültüsü sesiyle uyandım...( BEn biraz tırsarım da gök gürültüsünden; tamam biraz değil bir hayli.. ) Ama baktım şakır şakır yağmur yağıyor ohh dedim...Yağsın yağsın...Sonra sabah kahvaltısının ardından (ki bizim annemlerden çıkmamız 2 yi geçti sanıyorum ) dedeme gittik...Sonra evimize döndük;evde film keyfi yaptık. Testere diye bir film vardı ya hani;ben onu böyle ruhlu kanlı bir film sanıyordum ama aslında direk psikolojik bir filmmiş.Hele filmin sonunun bağlanışı çok güzeldi şahsen biz çok etkilendik...Hatta uyumaya yatıp bir süre daha bayağı bir yorum yaptık film konusu üzerinde....(Tamam kabul film yine biraz şiddet içerikli bir filmdi yan, kanlar manlar vardı ama konu güzeldi yani benden tam puan aldı şahsen )
Bayramın son günü akşamı kardeşim İzmir'e döneceği için annemlerde toplandık.Babam balık almış onları yapacaktık...Bize hamis buğulama ve mezgit tava yaptı...Ben de bol salata yaptım süper oldu..Ben normalde pek hazetmem hamsiyi buğulama şeklinde yemekten ama bu sefer yedim güzel olmuştu. :) Sonra kuzenim aradı babamlara ziyarete geleceklermiş bayram için Mert bebeği de getirdiler...BEn kuzen halası oluyorum kendisinin :) Bizim ailede bu sene çok bebek oldu maşallah bol bol mıncıklıyoruz kendilerini...
Pazar akşamının ardından yattık uyuduk kalktık işimize geldik. Başladık yine çalışmaya.Yani kürkçü dükkanına dönüş yaşadık.Ama olsun 2-3 gün iyice dinlendik..Sonra dün Kemocan aradı;
iş yerinden arkadaşı bizi monopoly oynamaya davet etmiş. Gittik pizza ve patates kızartması yapıp yemeğimizi yedikten sonra monopoli oynadık ve saat 12.00 gibi ordan kalktık. Çok uykum olmasına rağmen saat 01.00 buldu uyumamız ama bu sabah yine de dinç uyandım.Nedeeeennnn çünkü sabah gelince sıcacık çay içme şansım vaarrr :)

He bu arada son gelişmelerden haberdar edeyim sizi bari...Şimdi bizim şirkette bugün yeni bir teyze çalışmaya başladı. Hamiyet Hanım.(Daha doğrusu bayağı bayağı Hamiyet Teyze kendisi) Bundan sonra şirketin çay,kahve servisi ve temizlik işlerinden kendisi sorumlu olacak..ohh be en azından ofis boyluk yapmaktan kurtuldum (Seçil bu aralar izinde olduğundan dolayı onun yerine telefonlara ben bakıyorum..Yani şu aralar kendimi bir nevi Mühendis-Ofisboy-Sekreter karışımı bişey gibi hissediyorum ama neyse ki yarın dönüyor. :) SAnırım bu Hamiyet teyze işine de en çok o sevinecek daha haberi yok çünkü )

Bunun haricinde ciddi şekilde FACEBOOK olayına sarmış durumdayım. Kimleri buldum kimleriiii....Tabi soyadımın değiştiğini görenler önce bir dumur oluyorlar ondan sonra kendilerine geliyorlar...
işe böyle...Son hal ve vaziyetlerim bu durumdadır sevgili kardeşlerim....Bir daha ki yazımda görüşmek üzere esen kalın.... :)

11 Ekim 2007 Perşembe

Bu da Benim Bayram Şekerim... :)

HERKESE SAĞLIKLI,MUTLU,HUZURLU,NEŞE DOLU SEVDİKLERİ VE SEVENLERİYLE İYİ BAYRAMLAR DİLİYORUM.....
HERŞEY GÖNLÜNÜZCE OLSUN.....


TUBİKKO'DAN KUCAK DOLUSU SEVGİLER...

BAYRAM DÖNÜŞÜ GÖRÜŞÜRÜZZZ...

10 Ekim 2007 Çarşamba

Bana Mutluluğun Resmini Çizebilir misin?

Amaniiinn Börülcem sobelemiş beni...Çok üşeniyorum ama yazmadan da olmaz ki şimdi...
Bu sefer sobe konusu iki şıklı.


1 ) Senin için mutluluğun resmi nedir?
2 ) Yakınınızdaki bir kitabın 187. sayfasında ne yazıyor?

Cevap anahtarı için aşağıya bakınız.....

1. Sorunun Yanıtı : Aşağıdaki resimde bilgilerinize sunulmuştur....Ki siz bunu zaten biliyosunuz değil mi canlar? O benim dünyam :) neşem,mutluluğum,evimin erkeği,yuvamın direği,en yakın dostum,dert ortağım,sırdaşım ve de suç ortağım :) Bu pozu da kim çeker 4 ümüz film izlerken biz uyuyup kalmışız ya Diloşum çeker ya da Kuzum Kuzim :D Ay bu geçen sene benim doğumgünümün ertesi günü çekildi...Ben o günün gecesi alercik durumlarımdan ötürü hastanelik olup acile gitmek zorunda kalmıştım :( Ay ne fenaydı bi daha olmaz inşallah....


2.Sorunun Yanıtı...


Bakın görün ki şu anda başka bir kitap okuyor olsam da en yakınımda işyerimdeki kitap yine Mustafa Necati Sepetçioğlu... Ama gerçekten çok seviyorum yazım tarzını...Eğer tarihle ilgili kitapları (özellikle de Türk Tarihi ) okumayı seviyorsanız şiddetle tavsiye ederim.. Lafı fazla uzatmadan 187. sayfayı aktarıyorum. Bugünlerde yaşananların anlam ve önemini anlatmak açısından da denk geldiğini düşünüyorum :)

'' Ucu kızıl tuğlu Gökbayrak elden ele ve Bozkurtun türküleri dilden dile ulaştı. Yiğit ellerde Gökbayrak, tatlı dillerde Bozkurt, gözlere ve gönüllere dola döküle yedi iklim ve dört köşeye yayıldı. Işığından yeryüzü; haykırışıyla ululuğuyla dolu koca bir kainat ve gökyüzü aydınlandı, nurlandı ve umutlandı. Sonunda bir gün geldi,şafakların en güzeli bir şafakta; tan yerinin en hoş kızıllığında, ala çalan bir kızıllıkta Gökbayrak, bunca zaman uğruna dökülen kanların rengiyle kızardı; Bozkurt, son defa, bütün bir milleti ve milletin geçmiş ve gelecekteki günlerini bir arada uyarmak için, Gökbayrak ala çalan kırmızılıkla kızarırken,son defa, haykırdı.


Bu Bozkurdun son görünüşüydü; son haykırışıydı. Bir daha görünmedi.Adı dillerde, kendi gönüllerde kaldı.


Ve Ay Yıldızlı al bayrak, genç... bir daha yorulmayacak ellerde!...''


M.Necati Sepetçioğlu Yaratılış ve Türeyiş


Ben de Bora'nın annesi Didocum u ebeliyorum.... Hadi bakalım sıra sende...:)


Yarın muhtemelen yazamam. O yüzden şimdiden hepinizin Bayramını Kutluyorum canlarımmm...Herkese sağlıklı,huzurlu,sevdikleriyle mutlu bir bayram diliyorum... büyüklerimin ellerinden küüçüklerimin gözlerinden yaşıtlarımın da yanaklarından öpmeyi ihmal etmiyorum tabi :P

Herkese çocukluğumuzdaki gibi neşeli bayramlarrrrrrr.....


8 Ekim 2007 Pazartesi

Bu Yazımın Başlığı Küçük Bir Mola Olsun mu?


Zaman zaman gezindiğim bloglarda blog yazarlarının içlerinden hiç yazmak gelmediğini görüp hayret ederdim.Nasıl olabilir böyle birşey diye.Benim başıma da gelince anladım ne melem bişey olduğunu..Gerçekten kötü bir tecrübe...Aslında halen daha zorla yazıyorum ama mecbur hissettim kendimi artık.Arkadaslarımın bloglarını her gün mutlaka okuyorum ama bazen onlara bile yorum bırakmıyorum.Çünkü ne yazacağımı bilemiyorum;cümleleri toplayamıyorum vs...
Tabi biraz da rahatsızım bugünlerde sanırım onun da etkisi var. Perşembe ve Cuma gecesi böbreklerimdeki ağrıdan uyuyamadıktan sonra Cumartesi günü doktora gitmeye karar verdim.Çünkü artık hakikaten duramıyordum.Neyse gittim tahliller falan yapıldı.Neyse ki böbreklerimle ilgili bir problem yokmuş...Ama kadınların klasik bir ortak noktası;ayaklarımızı üşütünce ne olur? İ.Y.E (İ.Yolları Enfeksiyonu) yani bunu daha kibarca yazmak isterdim ama bulamadım bi türlü kusura bakmayın. :) Doktor ilaç yazdı;3 tane birisi antibiyotik sahurda iftarda ilaç alıyorum.Bi de akşam yatmadan. Bu arada belim üstüne vuran ağrıyı sıcak tutsun diye Kemocanım bana korsesini verdi o sıcacık tutuyo.Ama benim hala ağrım var :( Umarım bu ilaçlar bir an önce etksini gösterir de ben de bayrama böyle yamuk yumuk girmem;hiç tadım kalmadı çünkü....
Bu arada bişey farkettim.Bu sene ben çok sık hasta oldum.2007 bana bu açıdan pek şans getirmedi nedense. Abuk subuk haller çıkıyo bende halbuki ben normalde öyle zırt pırt hastalanan bi tip değilimdir.Bir kronik hastalığım migrenim vardır o ara sıra dertli eder ama geçer sonra...
Neyse bu kadar hastalık muhabbeti yeter...Yazmadığım günlerde ne yaptığıma bakacak olursak valla Ramazan işte iftarlara gittik geldik,evimizde oturduk yattık kalktık uyuduk.Ailecek mayışık durumdayız yani :) Kocacımla ben bayramdan sonra toparlanmayı düşünüyoruz :) Bu tatil fırsatını iyi değerlendirmek lazım geliyor :) Evimizde tembellik yapıcaz;zaten onun da pek keyfi olmaz heralde çünkü bu bayram Adana'ya gidemiyoruz diye çok üzüldü :( Annesini babasını göremeyecek diye çok mahzun canımın içi. ;( Onu öyle görünce ben de çok üzülüyorum ama elimden de bişey gelmiyo ki...Ama üzülmesin benim aşkım;kurban bayramında orada olucaz o da mutlu bir bayram geçirecek inşallah :) Hem belki o bayramı beklemeden kayınvalidecim de gelir de hasret giderirler arada :)
Bir de oturma odamın şeklini değiştirdim.Biraz garip oldu ama henüz gözümüz alımadı ondan olsa gerek.Olmadı yine eski haline döndürürüz artık napalım :)
Hepimizin Kadir Gecesi Mübarek olsun.Allah ettiğimiz bütün duaları kabul etsin inşallah :)
Eğer bayramdan önce yazma fırsatım olmazsa diye de ( çünkü gerçekten ağrım çok pek elim gitmiyor,işyerinde işimi bile zor yapıyorum ) hepinize sevdiklerinizle ailenizle mutlu,huzurlu,neşe dolu bir bayram geçirmenizi dilerim :) İyileşince görüşmek üzere...Herkese kucak dolusu sevgiler.....

2 Ekim 2007 Salı

SIKINTILI TAZE....

İşyerinde bir rehavet hakim...Karşı çaprazımda oturan arkadasım Funda Ramazan rehavetiyle işlere daha çok gömülmüş,karşı masamda oturan Fugu sürekli proje çizip koşturuyor, kahvedaşım Seçilim kah koşturuyo kah masasında oturup msn de yazışıyo.İçerki odadan ise Didocumun mouse un tık tık sesleri geliyo.Sanırım o da bloglar arası seyahatte... Herkes sessiz...Arada bir hareketleniyoruz ama mesela dün bilgisayara bakarken gözlerim kapandı :D Sonra da içim geçivermiş ayakta... Patroncum odaya geldiğinde bişey soruyodu ve ben de çipil çipil gözlerimi açıp kapayarak baktım kendisine....Neyse efenim demem o ki biz çok sessiziz bu aralar...Zaten siz de farketmişsinizdir Ramazan girdiğinden beri çenemin düşüklüğü azaldı fazla yazamıyorum da... Seçil'in deyimiyle sessizlik orucu da tutuyorum ben galiba... :) Lafı fazla uzatmayalım neler ettik haftasonu dökelim ortaya;ben biliyorum sabırsızlıkla beklersiniz siz şimdi :P Geçtiğimiz bir hafta boyunca zaten misafirim vardı bilindiği üzere...Efenim cumartesi de onları ağırladım ettim derken Pazar sabahı sahurdan sonra 06.30 civarı Adana'ya doğru yola çıktılar...Sonra biz Kobacanla bir uyumuşuz bir uyumuşuz 12.00 de kalktık öğlen.Ben hemen kalktım tabi çünkü ortanca Teyzoş dönmüştü Çanakkele'den ve ben onları iftara alacaktım. Yemek yapmam lazımdı sonuçta...Neyse zaten bir kalktım iftara kadar oturmadım.Bir ara annem de geldi sağolsun bana yardıma...Hallediverdik herşeyi çabucak...Menüde şunlar vardı; Kesme Çorbası (Hamurunu bile kendi ellerimle yaptım ve millet bayıldı zaten anında bitiverdi o gün hiç kalmadı ) ,Güveçte etli pilav (annecim sağolsun :) ), salatalıklı patates salatası, sosisli börekciklerim,karışık mevsim salata,yoğurtlu ıspanak ve de uyduruk tubik tatlısı :D Evet uyduruk çünkü gerçekten o gün tamamen uyduruk bir şekilde yaptım tatlıyı süper lezzetli bir tadı vardı..Böyle ağızda dağılan bir muzlu pasta gibi düşünün o derece yani...
Ee hani resimler diyosunu di mi? Haklısınız tabi;Tubikko mutfağa girer de marifetlerinin fotoğrafını çekmez mi? Çeker çekeeeer ama öte yandan da bilirsiniz ki Tubik biraz tembeldir;fotoğrafları bilgisayara atmamıştır o yüzden buraya koyamaz resimleri..Ama akşam aklıma gelirse koyucam....Söz bak valla...

Bugün ise canım abuk subuk şeyler çekerken ananemi aradım.( BEn böyle yemek olmadı mı ya da çok üşendiğimde ananeme yamanmayı pek severim de :P SAğolsun o zaten hiç geri çevirmez aç bırakmaz bizi oyy tontoşum) Meğersem akşama iftara davetliymişiz ananeme... Kardeşlerini iftara alıyomuş;teyzemler falan da orda olcakmış;sizi de bekliyoruz dedi...Zaten bir menü saydı off dedim zaten benim Kemocan ananemin yemeklerine hayır diyemez... Yarın akşam da arkadasıma davetliyiz iftara... Bu sene Ramazan Ramazan gibi geçiyo ohh yahu :)
Neyse işleri bitireyim de geçe kalmayayım..Hadi kolay gelsiiinnnn....